-
1 حجر
IحَجَّرَsertleştirmekAnlamı: sert bir duruma getirmekIIحَجَر1. yapı taşıAnlamı: yepılarda kullanılan taş2. taşحَجِرkaskatıAnlamı: çok katıIVحِجْر1. tabuAnlamı: yasaklanarak korunan2. dalaletAnlamı: sapınç, sapkınlık3. memnuAnlamı: yasaklanmış, yasak4. gayrimeşruAnlamı: usulsüz, yolsuz, yasaya aykırı5. günah6. cürümAnlamı: suç, yanlışlık, kusur veya hatadan doğan durum7. bağırAnlamı: göğüs -
2 حرام
حَرَام1. tabuAnlamı: yasaklanarak korunan2. dalaletAnlamı: sapınç, sapkınlık3. memnuAnlamı: yasaklanmış, yasak4. gayrimeşruAnlamı: usulsüz, yolsuz, yasaya aykırı5. kabahatAnlamı: yakışıksız davranış, çirkin, suç6. günah7. mukaddesAnlamı: kutsal8. cürümAnlamı: suç, yanlışlık, kusur veya hatadan doğan durum -
3 حرم
IحَرَّمَyasaklamakAnlamı: bir şeyin yapılmamasını istemekIIحَرَم1. tabuAnlamı: yasaklanarak korunan2. avratAnlamı: kadın, eş, karı3. dalaletAnlamı: sapınç, sapkınlık4. memnuAnlamı: yasaklanmış, yasak5. gayrimeşruAnlamı: usulsüz, yolsuz, yasaya aykırı6. karıAnlamı: eş, zevce, refika7. helâlliAnlamı: nikâhlı eş8. zevceAnlamı: erkeğin nikâhlandığı kadın, karı, eş, refika9. hatunAnlamı: eş, zevce
См. также в других словарях:
tabu — is., din b., Fr. tabou 1) Kutsal sayılan bazı insanlara, hayvanlara, nesnelere dokunulmasını, kullanılmasını yasaklayan, aksi yapıldığında zararı dokunacağı düşünülen dinî inanç 2) sf. Yasaklanarak korunan (nesne, kelime, davranış) 3) sf., top. b … Çağatay Osmanlı Sözlük